Seyircisiz oynanan Ankara maçı, UEFA kupası grup ilk maçındaki Bordeaux deplasmanın 2. yarısındaki oyundan sonra Denizli maçı için çekinmedim değil. Evde bir yandan da forumlardaki yorumlara göz atarak nostaljik olarak radyodan dinlemeye verdim kendimi. İlk 11 seçimi ile başlayan eleştiriler oyun düzenine dayandı. Arada aşırı hızdan dolayı laf evinde maçı seyretmek yerine kalkıp Denizli’ye maça giden ve orada Galatasaray’ı desteklemeye çalışan taraftara kadar uzadı. İlk yarıda takımın oyun kurucusunu başarı ile kilitlendiği söylenen Bouzid penaltı ile birden “tu-kaka” ya dönüşüverdi. Birden bire ne futbolculuğu kaldı ne bir şeyi.
Tabi her şeyin hedefi direk olarak Kalli idi. Oyuncu seçimi , tertibinden kimse memnun kalmamış, klavyesini alan foruma koşmuş. Hali ile ne yaşı kaldı ne başı.
Benim merak ettiğim ilk 11’den 6 kişinin sakatlık nedeni ile takımda yer almadığını sadece ben mi biliyorum?
Klavye başına oturunca bazı şeylerin dozu kaçıveriyor gibi.