Günler gelir geçer ve sezonun ilk devresi biter. Devre arası hazırlık maçı koyulur. E bizimde epey bir hazırlanmaya ihtiyacımız vardır zaten. Rakip Club Brugge... İş günü, hava buz gibi soğuk, yağmur var ve maç 20:00'da olmasına rağmen işi gücü olmayan tuhaf bir grup insan yine sabah vakti Mecidiyeköy'de aynı mekanda toplanmaya başlar. Hava kararıpta kafalar güzelleşmeye başlayınca en uç masada ki insanların dudaklarından dökülmeye başlar mevzu bahis beste. İlk halinden biraz farklı bir versiyondur bu kez dillendirilen. Artık biraz daha acılıdır biraz daha isyankardır. Etraf masalara hızla yayılan bu beste'nin şahsı da ne olduğunu anlayamadan kendini Kapalı Göbek'te bulur..
Önemli olan tek bir şey vardı aslında. O da; Ne? Nasıl? Niçin? Nerde? Ne Zaman? Kim? vb. sorular gözetmeden herkesin bu besteyi sahiplenmesiydi ve kendiyle özdeştirmesiydi. Yani olması gereken şekilde oldu her şey kısacası.. Evet bu Kapalı göbekte söylenebilecek biçimde bir beste değil belki de ama Güzel Marmara gecelerinde avaz avaz haykırılmaya devam edecek. Ne o bizi, nede biz onu terketmeyeceğiz.. İnsan kaderini terkedebilir mi ki..?
HAYKIRSAK DUYARLAR MI SESİMİZİ
HANGİ SEVDADAN GALİP ÇIKTIK Kİ
NEVİZADE GECELERİ
İNLETİYORUZ HEP ÇIKIŞINDA
İÇİYORUZ GÜNDÜZ GECE
HAYKIRDIK AMA DUYMADI HİÇ KİMSE
PEŞİNDEYİZ HER YERDE
SONU HEP ACI HÜSRAN
BİZE HER SEVDADAN GERİYE KALAN
SADECE GALATASARAY
CİM BOM BOM'UM
CİM BOM BOM'UM
CANIM FEDA OLSUN SANA
HİÇ BİR ŞEYE DEĞİŞİLMEZ
SENİN SEVGİN BU DÜNYADA