Bayan takımımız İstanbul'da aldığı +8 sayılık galibiyetin küçük avantajı ile çıktığı İtalya deplasmanında 84 - 67 mağlup olarak kupaya yarı finalde veda etti.. Kendi sahasındaki maçlarda hep yüksek farklar elde eden, maçlara çok hızlı başlayıp salon atmsoferi yaratan ve güçlü fizikleriyle maçın sonunu getiren Baretta takımı ilk maçta da gücünü yeterince belli etmişti İstanbul'da. Savunma yaparak bir yerlere gelen takımımız malesef gerekli savunmayı yapamamasına hücumdaki sorunlarıda ekleyince mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Henüz yeni kurulmuş bir takımın bu yürekli insanlarını mücadelelerini gönülden alkışlıyoruz. Camiası taraftarı medyası herkesin görmezden geldiği bir gerçeği neredeyse insanların gözlerinin taa içine sokuyordunuz, ama olmadı.. Sahada elinizden gelenin en iyisi yapmak için, çıktığınız tüm maçları kazanmak için verdiğiniz bu yürekli mücadeleniz devam ettiği sürece kalkmayan hiçbir kupa, kazanılamayan hiçbir maç tribündeki bir avuç Galatasaraylının umrunda değil..
Evet Maslak'ta hiçbir maçlarını tıklım tıklım bir salona oynamadılar. Hepi topu 5 6 maçları 600 - 700 kişiye oynandı onun dışında ölümüne yalnızlık.. Ancak memlekette bu branşa olan ilgi alaka da ortada. Anadolu'da takımlar dolu salonlara oynuyor olabilirler , bambaşka bir tartışma konusu hiç değinmeyeceğim buna. Ancak İstanbul'daki gerçekte ortada sanırım.. Keza bu sezon İstanbul'un hiçbir takımı bizim kadar destek görmedi kanısındayım.
Bir bayram sabahı alakasız bir saatte Avcılar'da bir salon önünde,
Burhaniye deplasmanında maçın başlamasına 10 dakika kala ;
" seni gördüğüm zaman .. " nidalarıyla salona girildiğinde,
Fenerbahçe maçı öncesi normal seyirlerinde kamp yaptıkları otelden çıkıp salona hareket edecekleri anda otel çıkışında 30 metre uzakta sezon başından beri dört 1 yanda peşlerinden gelen bir pankartı farkettiklerinde,
Sezonun ilk yarısında caferağada o gunku maca taraf olan 2 takımdan ayrı " çubuklu formalı " taraftarların arasında sadece 2 kişinin girdiği Re Re Re Ra Ra Ra isyanını işittiklerinde,
Memleket gündeminin milli maç vs bilimum olaya kitlendiği günlerde,
Yer yer Sami Yen'de maçların olduğu saatlerde,
Hafta içi \ hafta sonu , ev iş okul aile vs bilimum durumunu ihmal edip fikstüre göre ayarlanan hayatları gördüklerinde,
Bazen yırtılan gırtlaklarda,
bazen nasırlanan avuçlarda,
bazen bagajda kalan yarım kutu spreyle yazılmış şekli kötü ruhu eşsiz pankartlarda,
bazen salonun dört bir yanına asılan onlarca metre el emeği göz nuru pankartta,
bazen tribünden dillendirilen onca bestede ;
daha önce oynadıkları hiçbir takımda görmedikleri bundan sonrada hiçbir takımda göremeyecekleri bir enerjiyi ve morali hissetmişlerdir sanırım..
Evet belki farklı takımlarda binlerce insan salonlarını doldurup tempo \ ıslık şeysi yapar onlara.. Ama sahada sadece ve sadece mücadele görmek isteyen ve bu takımda bu ortak paydayı hissettikten sonra galibiyetten kupadan başarıdan bağımsız olarak takımının her sonucunu sineye çeken başka bir tribünle karşılaşmayacaklardır hiçbir yerde.. En azından bu amatör ruh ile hiçbir yerde karşılaşamayacaklar..
Evet sahada henüz işleri bitmedi, bu kupayı en az onlar kadar istiyordu insanlar ama henüz önümüzde 2 kupa daha var. Ve genel güruh tarafından karşı kıyıya yakın görünen bu 2 kupayı almalıyız \ alacağız \ aldıracağız.
Saldırın ,
Durmadan !