2001 sezonundan sonra İnter’e transer olan Okan Buruk birkaç sene sonra Beşiktaş’a imza atarken Glatasaray’ı değil de Başiktaşı tercih etmesindeki nedeni “Ben artık Galatasaray’daki misyonumu tamamladım” olarak açıklamıştı.
2004 yılında Galatasaray’a transfer olup 4 yıl boyunca sarı kırmızılı formayı teri ile ıslatan Rigobert Song Trabzonspor’a transfer oldu. Bir çok Galatasaraylının gönlünde taht kuran Song için yeni sezonda kesinlikle bir teşekkür pankartı yazalım fikri kafalarımızda uçuşurken o tribünlere oynamayı seçerek “Ateşli bir seyirci topluluğunun önünde oynayacağım için heyecanlıyım.” demeyi seçti. Demek ki biz ateşin altına yeteri kadar odun atmamışız.
Yaşadığımız bu örnekler bize ister istemez Ahmet Yıldırım’ı hatırlatmakta. Kendisi Galatasaray’dan Beşiktaş’a transfer olurken ne geldiği camia’yı yerdi, nede oynayacağı kulübü küçük gören bir laf sarf etti. Sadece “Beşiktaş camiası büyük bir camia ama ben buraya Galatasaray’dan geldim.” dedi.
Biz taraftar olarak yüzyılı aşkın Galatasaray çınarının altında bir "Metin Oktay" değil de en azından Ahmet Yıldırım vari oyuncu bekliyoruz gelir mi acaba?
Godot gelirse, o da gelir heralde..
Biz hayatının büyük dönemini sarı&kırmızı kutsal formayı hakkıyla taşıyan Kral dediğimiz adamı zorla takım dışına iterken bu klübün idmanına dahi katılmaya tenezzül etmeyen adamları takımın baş tacı yaparız tribünlerde bağrımıza basarız.
Bir gün Godot çıka gelse dahi o beklenen amatör ruhlu oyuncu gelir mi?
Godot gelirse, o da gelir heralde.
O halde hep birlikte Godot'yu bekliyoruz..