12 Ekim 2008 Pazar

Öyle sınırsız öyle deli severim ki korkarsın



12:00

Mecidiyeköy A.S.Y sokakta ekip toplanmaya başlar..


12:30

Taksim'e geçilir, Meydan'da diğer ekipte gruba katılır ve İstiklal Caddesi kolaçan edilir.


01:00

Deplase Taraftarın dostu Eloy Bar'a giriş yapılır.
Biralanmakta olan diğer ekibe katılım gösterilir.


01:30

"Şu dans edenler otursun yerlerine artık başımız dönüyor" söylenmelerimiz ve mekan sahibi Beyoğlu'nun tek Başbakanı abimizin bizi yatıştırma girişimleri..


02:00

"Şu müziği kapatalım hocam başımız çatladı, biz bağırırız onun yerine" söylenmelerimiz ve mekan sahibi Beyoğlu'nun tek Başbakanı abimizin bizi yatıştırma girişimlerinin devamı..


02:30

Müşteriler mutlulukla uğurlandıktan sonra barmaid arkadaşa ve içki servislerini yapan depresif bayana bize içki yetiştirebilme başarılarından dolayı teşşekkür edilir. İçeriye uA Parçalı ekibinden kardeşlerimizi de aldıktan sonra mekanın kapısı kitlenir.


03:00

Kendin doldur kendin iç etabı başarıyla sürdürülürken en dipten seçilen şarkılar ekip vokalisti tarafından seslendirilir. "Bu gece son biraz sonra Bu kapıdan son kez çıkıp yine kendimi Vuracağım yollara Kimbilir kaç kere ıslanacak yüzüm Elimi tut düşman olma Ne olur parça parça olmasın içimiz Mutlu ol iyi bak kendine Ne olur gözüm arkada kalmasın Uzun uzun seneler var önünde Gün gelir sevgilim Acıya alışırsın alışırsın Bu gece son.."


03:30

Aramıza ak sakallı bir KSK'lı abimiz eklenir ve Karşıyaka özemiyle dolmuş gözleriyle bizi izler. Kendimizi toparlama adına tezahüratlarla girişsekte efkar nameleri inletmeye devam eder Eloy'u. "Senin İçin bu Hayat Yaşamaya Değer Kalbimiz Durunca Bir Gün Sadece Senden Ayrılmak Üzer.."


04:00

KARŞI- Haydi beyler yolcu yolunda gerek.

Ekip son biraları yudumlar ve bardan çıkılır. Henüz İstiklale yeni adım atmışken mekan sahibi Beyoğlu'nun tek başbakanı abimiz telaşla dönerek söylenmeye başlar;

B.B- Ya beyler keşke bizim tezgahtan votka şarap bişeyler alsaydık yanımıza yolluk.

Büyük bir pişkinlikle sırıtarak cevap verilir;

KARŞI- Biz aldık abi, sen merak etme.

Şaşkın gözlerle;

B.B- Oha!

Aldığımız bira altlıkları ve açıcakları çakozlamaz inşallah diyen gözlerle;

KARŞI- ..


04:30

Mecidiyeköy Çadır'ın önünde Karşıbüs ekibi toplanmaya başlar. Bu sırada yolun Karşısında Altın Fıçı'nın önünde konuşlanmış köfteci tezgahı göze çarpar ve kendimizi mahalle sakini kedilerin dahi ağzını sürmediği köfteleri mideye indirirken buluruz. Köfteciyle geçen diyalogda kafaları hafiftende olsa ayıltır cinstendir;

Köfteci- Cumhurbaşkanlığı maçına gidiyosunuz dimi beyler?

KARŞI- He dayı Ankara'ya yolculuk.

Köfteci- Alırız ya kupayı, kadro sağlam bu sene. Augustus filan..

KARŞI- ..?


05:00

Çadır'ın önünde Karşıbüs kalkışa hazır beklemektedir. Yoldan alınacakların dışında ekip tamamdır. Kartal'da buluşmak üzere uA Tayfayla sözleşilir ve yola düşülür.


05:30

Tayfa otobüsleri ve Karşı servisi Kartal'da buluşarak konvoy halinde Ankara'nın yollarına düşer.

08:00

Serviste "kim daha çok içecek-kim daha çok çemkirecek" müsabakası tüm hızıyla sürüyor.


10:00

Alkol stokları iyice dibe vurmuş ekipte yavaş yavaş sızmalar başlar.
Yolda Yıldız Tek servisi de konvoya eklenir.


12:00

Galatasaray kafilesi Ankara'ya giriş yapar. Araçlar Ankara 19 Mayıs Stadnın yanındaki parka bırakılır ve Salona yürüyüş başlar.


12:30

Salonun önünde kalabalık bir Galatasaraylı kitlesi giriş kuyruğundadır. Az da olsa Fenerli seyircilerde yan tarafta beklemektedir. Mevzu bahis Spor Solonu'nun yalnızca bir giriş kapısı bulunmasından mütevellit yoğun bir güvenlik beklesekte, emniyet görevlisi sayısı 10-20'yi geçmemektedir. Buna rağmen hiç bir salça olma mevzusu yaşanmaz.


13:00

Giderek yaklaşmakta olan bir uğultu üzerine herkes etrafı süzmeye başlar. Gelenler Ankaralı Aslanlardır.. Sırada beklemekte olan Fenerlilerle ufak bir elektriklenme olsa da Sucu ve Ömer abilerin müdahalesiyle büyümeden yatıştırılır mevzu.


13:15

1000'e yakın Galatasaraylının beklemekte olduğu salon giriş kapısının önünden Fenerbahçe Bayan Basketbol Takım Otobüsü geçmeye kalkınca çok yoğun olmayan bir Pet şişe, taş vs. yağmuruna maruz kalır. Sucu abi'nin bu kez daha da sertleşen müdahalesi sonucu bu olayda büyümeden yatıştırılır. Emniyetin yol güzargahı konusunda nasıl bir önlem almadığı akıllarda hala bir soru işareti..


13:30

Dar sıkışık kalabalık giriş sırasına biraz önlerden kaynak olarak kendimizi içeriye atarız. Bileti 4 yerinden yırtan görevlinin şaşkınlığını üstümüzden atamadan dedektörlü polis aramasında buluruz kendimizi. Bu sırada yine bir uğultu belirmeye başlar. Bu kez gelen Fenerlilerdir. Yaklaşık 300-350 kişi giriş kapılarına geldikleri sırada (kabul etmek lazım ki bizim tribünün sataşmalarıyla) elektriklenme başlamışken Fenerlilerin "Alpaslan ölmedi kalbimizde yaşıyor" diye bağırması herkesi bir anda kendine getirir ve hiç bir mevzu olmadan iki grupta içeriye girer.


13:45

Tuvalete girince Karşına bir ton Sarı-Kırmızı ve Sarı-Lacivert Formalı adamlar çıkması , koridorda yanyana yürümeler ve aynı masada yemek yiyip çay içmelerin yarattığı şaşkınlıkla tribündeki yerimizi alırız. Henüz abilerin giriş yapmamış olmasından dolayı Karşılıklı hafif atışmalar başlamıştır bile. Sayıca Fenerlilerin nerdeyse 2 katı olmamız bu kupaya olan inancımızı net bir şekilde ifade ediyor gibidir. İki tarafında Tribün Liderleri içeriye girince atışmalar kesilir ve herkes kendi takımını motive etmeye koyulur. Bu sırada Fener Tribününde açılan "BAŞINIZ SAĞOLSUN" pankartı yeniden gözlerimizin dolmasına sebep olur. Acımızı paylaşan Unifeb' e ve tüm Fenerlilere bir kez de burdan teşşekür ederiz. Allah hepsinden razı olsun.


14:00

Ne olur başlatan biz olmayalım en azından diye iç geçirişlerimizi boşa çıkartan, iki taraftan da çıt dahi çıkmayan 1 dakikalık saygı duruşu. Karşılıklı olarak yapılan terörü lanetleyen tezahüratlar ardından maç başlar.. Kupaya olan inanç&özlemle ve yarı yarıya tribünlerin zevkiyle son nefesimize dek gırtlakları patlatmaya başlarız bizlerde. Takım tam da beklediğimiz gibi bizim kadar hırslıdır..


14:30

Dağınık ve kalabalık olmamızın dezavantajıyla tam performans göstermekte zorlanarak bitiririz ilk yarıyı. Fener tribünleri daha organize olarak sayıca azlıklarına rağmen baya zorlarlar bizi. TV'de duyulduğu kadar bariz bir üstünlüğümüz olmadığını kabul etmeli..


15:00

İkinci yarı daha derli toplu ve Reis'in setteki hakimiyetiyle başlar. Takımın'da hırsıyla daha da şevklenen tribünlerimiz salonda ki hakimiyeti ele alır. Az küfürlü bol omuzomuzalı bir ikinci yarının ardından maç bizim olur. Eğlenmeyi ve keyif çıkartmayı tribün olarak pek beceremediğimizi bir kez daha yaşayarak görürüz. Bizim de yapımız bu yapılacak bir şey yok..


15:15

Kupa ellerde kalkar ve gözler dolar. 1 yıllık engebeli ve çileli yolcuğun durağıydı bu kupa. Yeri geldi kilometrelerce yol teptik, yeri geldi Otel önlerini Sarı&Kırmızıya boyadık, yeri geldi salonlarda 10 kişi kalsakta haykırdık sevdamızı. Biz Aslan Kızlara Aslan Kızlar da bize inandılar. Biz bu kupayı gerçekten istemiştik ve haketmiştik. Öncelikle; geçen sezondan beri her şeye rağmen yılmayan, son damlasına dek terini döken ve bu takımı buraya kadar taşıyan Aslan Kızlar olmak üzere dün formanın hakkını veren tüm Aslan Kızlara sonuna kadar helaldir bu kupa. Tüm Galatasaray Taraftarı ve Rahmetli Alpaslan abimiz sizlerle gurur duyuyor Aslan Kızlar. Parçalı forma size çok yakışıyor, Yenilmez Armada geri dönüyor..


15:30

Kısa bir bekletilişin ardından salondan çıkmaya başlar yüzleri gülen, gözleri dolmuş adamlar. Çıkışta hemen salonun önünde Karşımıza çıkan 200-250 kişilik Sarı Lacivertli grubu Fenerliler sanarak hayırdır inşallah derken; "Biz Ankaragüçlüyüz" "Alpaslan ölmedi kalbimizde yaşıyor" "Başınız sağolsun" "Herkes unutur biz unutmayız" tezahüratlarıyla onların Ankaragüçlüler olduğunu anlarız. Hepsiyle selamlaşıp&teşekkür edip parka doğru ilerleriz. Acımızı paylaşan Genç Güçlülere ve tüm Ankaragüçülere bir kez de burdan teşekkürler. Allah hepsinden razı olsun. Alpaslan abimiz sadece yaşantısında değil vefatından sonrada hem kendi tribünümüz içindeki kenetlenmeyi arttırıyordu hem de diğer tribünlerle olabilecek gereksiz şiddet ve küfür olaylarına engel oluyordu. Bunu gittiğimiz gördüğümüz her yerde hissediyorduk. 3 önemli tribünün karşı karşıya geldiği bu günde bir tek kişinin dahi zarar görmemesi tüm aleme ders niteliğindeydi. Bunun hiç bitmemesi ve Alpaslan Abimizin huzur içinde yatması en büyük dileğimiz..


16:00

Otobüsler ve servisler dolar.
İstikamet hem belamız hem kavgamız hem sevdamız olan İstanbul.


17:00

Şampiyonluk nameleri inletiyor servisleri..


18:00

Yemek molası. 3 çeşidi hakettik abi bu maç..


18:30

Fenerbahçe Bayan Basketbol Takım otobüsünün yemek molası verdiği İsmail'in yerinden geçerken en ufak bir sözlü sataşma dahi olmadan teyet geçilir.


19:05..

Kupayı almanın huzuru ve bünyelerin yorgunluğu, yemek molası sonrasında tüm servisi kaplar. Işıklar kapanır ve rüyalara dalınır..



Herkesin elinde rakı bira
Gerçek mi ulan bu rüya?