15 Nisan 2009 Çarşamba

Kapalı, kapalı..




Adına futbol müsabakası denen 'şey' in ardından konuşacak bir şey bulamadık açıkcası. Sadece burada değil kendi aramızda da. Başkan'dan camiaya bir açıklama beklerken top yine taça atıldı, üstelik F.bahçe ile de paylanarak.. Ne zamandan beri F.bahçe destek için kullanılıyordu hatırlayamadık..


'Abi-kardeş' topçuları izledik formalarından bağımsız.. Kardeş olmayanların birbirini boğazlayabileceğini anladık, 16 yahut 38 yaşında olmasının o topçunun sahadaki hak ve sorumluluklarını etkilediği gibi.. At bakıyım abinin kıllı göğsüne..


Karaktersizliği gördük. Sahadaki figürlerini maçtan sonraki açıklamalarıyla tamamlayınca tamam dedik, tamam dansözmüş meğer.. Beklemeye başladık sonra. Sabıkalarımızı denklemin katsayısı olarak cepte tutarak, o kaleciden daha fazla ceza alıp almayacağımızı beklemeye başladık. O geceye dair suçluluk sıramızı görmek için..

Esnek zeminli çatımız var birde.. Yapılmaya başlanmasıyla ortaya çıkan yanlışlık. Sami Yen'de taraftar/tribün adına belki de elde kalan tek güzelliğimiz olan kapalının pankart görüntüsünü yok edecek, yanlış dedik. Kapalı alt kapanmalı dediler, konfor dediler, ekstra para dediler, uefa zorunluluğu dediler... Madem öyle numaralının aynısını yapın dedik. Masraf olmasın, Sami Yen'de çok kalmayacağız dediler. Kapalı'nın set demirini yükseltin dedik, çatıya garip bir çelik halat çektiler. 2 maç dayandı, üçüncüde ' Ölüm tehlikesi' tabelasını eklediler.. Yaz geliyor, dayanılmaz sağnaklar kalmadı. Zaten takımda tezgaha geldi, ligden kopartıldı orası artık dolmaz. Sökün atın, kafanıza çökmeyelim!