8 Aralık 2009 Salı

Suç sen de değil..

Mustafa Sarp'ın hırs ve azminden kaynaklanan mevzu bahis forma yırtma olayını sapıttırarak farklı anlamlar yüklemeye çabalayan rakip sempatizan ve yazar-bozar tayfası olayı ağzına sakız yaptı günlerdir. Kendi takım oyuncularında arayıpta bulamamanın vermiş olduğu yaradan mıdır yoksa bu çocuk iyi gidiyo ayağını kaydırmalı politikasından mıdır bilinmez neyin böylesine zoruna gittikleri. Fakat hani bir laf vardır ya askerde bol bol kullanılan "Zoruna gidenin, borusuna gitsin!" işte tam onun cuk oturduğu bir vakittir.


Meriç efendiye selam,
salya akıtmaya devam..



Herkesin bildiği bir oyuncu profilim var: Mücadeleci, hırslı, kazanma isteği yüksek olan bir yapım var. Forma yırtma olayının esas gelişimi; anormal bir mücadelenin olması ve bu mücadelenin içinde maçı 1-0 önde götürmemiz ve lider olma fırsatını yakalamamızdır. Lider olma şansı üçüncü kez ayağımıza gelmişti, daha önce iki defa çok lüzumsuz puan kaybı yaşamıştık. Son derece önemli müsabakalarda rakiplerimiz kaybetmişti. Bundan dolayı çok gergin bir atmosfer vardı ve maçın son dakikalarında İstanbul Büyükşehir Belediye’nin baskısı söz konusuydu. Bir de saha içerisinde kendime has bir durumum vardı; aşırı kazanma isteği, aşırı hırs ve son dakikada yemiş olduğumuz gol beni ister istemez o boyuta çekti. O an çok sinirlenip hakeme ağzımdan kötü bir şey çıkmasın diye farkında olmadan yakama yapışmışlığım söz konusu. Formamın aşağıya kadar yırtık olduğunu da bir sonraki gün fotoğraflarda gördüm. Mustafa Sarp’ı bu profilden gösterdiğim için tüm kamuoyundan özür diliyorum. Daha sonra da en önemlisi; taraftarımızdan özür diliyorum. Mutlaka bu forma yırtma olayını farklı algılayan taraftarlarımız vardır. Örnek vermek gerekirse ben o formayı taraftarın futbolcuya vermiş olduğu tepkiden dolayı, karşılık vermek için yırtmadım. Benim o formayı yırtmam, o formanın içeriğine, renklerine, amblemine, Galatasaray camiasına ve taraftarına yapmış olduğum bir hareket kesinlikle değil. Belki ukalalık olacak ama aklı başında bir adam olduğumu düşünüyorum ve Galatasaraylı olduğumu herkes biliyor. 29 yaşında yakalamış olduğum bu fırsatı böyle saçma sapan hareketlerle kaybedecek değilim. Ne kadar Galatasaraylı olduğumu da söylemekten çekinmiyorum. Bu yüzden tepkimi yanlış anlamasınlar. Bunun tek bir sebebi var; aşırı kazanma isteği ve o mücadelenin içerisindeki gerginlik. Tekrar söylüyorum, bu taraftara ve camiaya verilen bir tepki değil, hırstan kaynaklı bir refleks. Kesinlikle, tekrar tekrar dile getiriyor gibi olmasın. Biz bu takıma gönülden bağlıyız. Bizi bu kulüpten tekme tokat kovsalar dahi biz Galatasaraylıyız. Bu sadece gönül verdiğiniz takımın hizmet kısmı. Bu da olunca kazanma isteği daha da artıyor...

Mustafa SARP