Geçtiğimiz günlerde yayın ihalesi sona erdi. Dört yıl daha iliğimizi kemiğimizi sömürecek, verdiği bedelin karşılığını alabilmek için türlü Ali Cengiz oyunlarına kalkışacak olan yayın kuruluşu belli oldu.
Ne kadara gitti bizim dışımızda, nasıl verilir bu para bize ne, nasıl kullanılır umurumuzdaydı.
Yalnız; ihale bittiğinden bu yana şöyle bir hava varki bizi boğuyor. Çok büyük para yatırıldı bunun karşılığıda olmalı.
Pardon? Hayır sanki öyle bir hava var ki bir özel sektör kuruluşu Türk futboluna yatırım için kendini paralıyor. Öyle bir ortam var ki futbolun tüm öğeleri minnet için kuyruğa girmeli. Tabii futbolcusu, federasyon/ kulüp çalışanı, gazetecisi bu işten memnun sonuçta cebe giren miktar artacak.
Şimdi; bu paralar bizlerden çıkıyor, o yüzden yok küfür olmasın, yok konfetiler sahayı kirletmesin, efendi efendi oturulup kalkınsın gibi çıldırtacak konuşmalardan uzak duralım.
Parayı veren düdüğü çalmak içi hazırlanmasın. Futbolu yayıncı kuruluş yönetmesin, faul sürelerinden başlayan ayar düğmelerine hiç bulaşılmasın.
Herkes geçer ama tribündeki insanlar bir yere gitmez. O yüzden hesaplar yeniden gözden geçirilsin. Ve bu ülkenin az çok bir tribün kültürü var buna dokunmayın, yoksa o kültür size fena dokunur.
Bunu da unutmayın!