4 Şubat 2010 Perşembe

Meclis-i Mevzu


Ülkemiz için çok garipsenecek bir olay değildir TBMM'de seçilmişlerin bir birlerine girmesi durumu. Bu mevzular kimi zaman sözlü-küfürü olur, kimi zaman bardaktan su fırlatmalı, kimi zaman çiğ köfte savaşlı kimi zaman da bildiğimiz tekme-tokat şeklinde cereyan eder. Epeydir geçtiğimiz gün ki gibi büyük çapta bir mevzu olmamıştı aslında nerdeyse unutmaya başlıyorduk bu tür sahneleri. Sağolsunlar unutmamıza izin vermediler seçilmişlerimiz. TBMM karıştı, bir birine girdi yine. Hepimiz gördük izledik, belki üzüldük belki kızdık belki güldük ağlanacak halimize. Fakat bizler bununla da yetinmedik. Düşündük taşındık ve yıllardır tribünlerden biriktirdiğimiz tecrübelerle nacizane bir çözümleme yaptık. Hep başkaları bizim için çözüm üretecek değil ya..



Bu tür mevzuların önüne geçmek için ilk etapta seçilmişlerin Meclise geliş ve gidişleri farklı güzergahlardan yapılmalı. Koltuk çoğunluğuna göre ulaşımı en rahat olan nizamiyeden en sıkıntılı olana girişler ayrılmalı. Mesela en çok seçilmişe sahip olan parti Dikmen tarafında ki nizamiyeden giriş ve çıkış yaparken diğerleri deplasman tarafı sayılıp yan ve arka nizamiyelerden yapmalı. Meclis koridorlarına girmeden önce seçilmişler aranmalı ve tüm yabancı maddeler ayıklanmalı üstlerinden. Aynı alanda promil ölçümü de yapılmalı. Meclis salonunda ki farklı partilerin koltukları arasına asgari 2 metre yükseklikte buzlu cam ya da plastik panaller yerleştirilmeli. Böylece seçilmişler bir birlerini göremeyecekler ve olası bir gerginlik anında diğer partinin alanına geçemeyecekler. Farklı partilerin oturma alanları arasında güvenlik boşluğu bırakılmalı ve aralara özel güvenlik görevlileri yerleştirilmeli. "Sığmıyoruz" şeklinde tepkiler oluşması durumunda özel güvenlik sayısı biraz azaltılıp seçilmişlere yer açılmalı. Seçimişlerin oturmakta olduğu koltuklar ile konuşma kürsüsü arasında ki boşluğa tel örgüler örülmeli. Tel örgünün arka tarafına Çevik Kuvvet ekipleri yerleştirilmeli. Böylece konuşma yapmakta olan şahsa yönelik bir müdahale engellenmiş olacaktır. Kürsüde ki sular biberon şeklinde plastik bardaklarda verilmeli. Seçilmişlerin bir birlerine su fırlatması olayı da böylece sona erer. Tüm bu önlemlere rağmen çıkan mevzularda ise mevzu çıkartan seçilmişlere ilk önce portakallı biber gazı sıkılmalı, jopla kaskla saldırılmalı ve ardından 6 ay men ve 1500 TL ceza kitlenmeli.

Bu ülke de taraftarlar için çözüm olarak bunlar düşünülüyorsa ve uygulanıyorsa. Üstüne üstelik başarılı olduğuna kanaat getirip devam ettiriliyorsa demek ki TBMM'de de uygulamaya sokulması yararlı olacaktır. Sonuçta o da insan o da insan. Öyle değil mi?