Fiyatların açıklanmasına az bir süre kaldı. Kulağımıza gelen haberlere göre belirlenen fiyatlar yine her zaman ki gibi "bu taraftarı en iyi nasıl yolarız?" düşüncesinin doğurduğu sonuçlardan ibaret. Bu düşüncenin ortaya çıkmasında ki ana fikirler ise "Sami Yen'e veda" ve "Aslantepe'ye merhaba" olmak üzere iki konu başlığı altında toplanmış durumda. Gerçi biz bu "Kesin yıkılıyor artık, ASY'de son senemiz" filmini zaten 3 senedir izliyoruz ama biliyorlar ki 3 değil 30 kere daha vizyona girse aynısını yine izleyecek bu taraftar. Onların açısından bakınca olay bu noktaya geliyor..
Peki biraz da bizim tarafımızdan bakalım olaya. Evet Sami Yen bizim için çok özel bir yer. Hani insan uzak bir yerden gelipte evine girdiğinde garip bir his sarar bünyesini, işte Sami Yen'e girdiğimiz anda da o olur bize. Kendimizi ait hissettiğimiz nadir yerlerden biridir. Hayatımızın en büyük mutluluklarını ve en büyük üzüntülerini orada yaşadık. Zaaflarımız çok fazla bu stada karşı doğrudur ama peki bu zaafımızı kullanmak kimin haddinedir? Sami Yen'in son senesi diye o tribünlere ömrünün büyük kısmını bırakmış insanlara bu "müşteri" muamelesini yapmak kimin haddinedir?
Gelelim Aslantepe hadisesine. Uzun zamandır konu hakkında araştırmalar yapıldığına şahit oluyorduk ama son başlatılan anket furyasıyla bunların hiç bir işe yaramadığını görmüş olduk. Ankette geçen fiyatlara göz gezdirince Aslantepe'de bizi nasıl bir tribün potansiyelinin beklediğini de tahmin etmek pek zor olmadı. Tabii bunun doğuracağı sonuçlarıda..
Bazı gerçekler vardır ki malesef insanlar bunları görmek istemezler. Herkesin kendisine ait bir gerçeği vardır ve ona uymalıdır. Bir başkasınınkine değil! Galatasaray'ı endüstriyel futbolun ellerine bırakmak demek bu kulübü büyütmek anlamına gelmez. Galatasaray'a büyük yıldız oyuncular transfer etmek demek takımın çok başarılı olacağı anlamına gelmez. Galatasaray şu anda Türkiye'nin en başarılı spor kulübüyse eğer bunu kültürüne, inanışına, ruhuna ve duruşuna borçludur asla paraya ve tesisleşmeye değil. Son zamanlardaki gidişhatımız kendi gerçeklerimizden uzaklaştığımızı ve başkalarının gerçeklerini esas aldığımızı gösteriyor. Bu kulüp bugünlere nasıl gelmiş tekrar gözden geçirilmesini tavsiye ediyoruz..
Peki biraz da bizim tarafımızdan bakalım olaya. Evet Sami Yen bizim için çok özel bir yer. Hani insan uzak bir yerden gelipte evine girdiğinde garip bir his sarar bünyesini, işte Sami Yen'e girdiğimiz anda da o olur bize. Kendimizi ait hissettiğimiz nadir yerlerden biridir. Hayatımızın en büyük mutluluklarını ve en büyük üzüntülerini orada yaşadık. Zaaflarımız çok fazla bu stada karşı doğrudur ama peki bu zaafımızı kullanmak kimin haddinedir? Sami Yen'in son senesi diye o tribünlere ömrünün büyük kısmını bırakmış insanlara bu "müşteri" muamelesini yapmak kimin haddinedir?
Gelelim Aslantepe hadisesine. Uzun zamandır konu hakkında araştırmalar yapıldığına şahit oluyorduk ama son başlatılan anket furyasıyla bunların hiç bir işe yaramadığını görmüş olduk. Ankette geçen fiyatlara göz gezdirince Aslantepe'de bizi nasıl bir tribün potansiyelinin beklediğini de tahmin etmek pek zor olmadı. Tabii bunun doğuracağı sonuçlarıda..
Bazı gerçekler vardır ki malesef insanlar bunları görmek istemezler. Herkesin kendisine ait bir gerçeği vardır ve ona uymalıdır. Bir başkasınınkine değil! Galatasaray'ı endüstriyel futbolun ellerine bırakmak demek bu kulübü büyütmek anlamına gelmez. Galatasaray'a büyük yıldız oyuncular transfer etmek demek takımın çok başarılı olacağı anlamına gelmez. Galatasaray şu anda Türkiye'nin en başarılı spor kulübüyse eğer bunu kültürüne, inanışına, ruhuna ve duruşuna borçludur asla paraya ve tesisleşmeye değil. Son zamanlardaki gidişhatımız kendi gerçeklerimizden uzaklaştığımızı ve başkalarının gerçeklerini esas aldığımızı gösteriyor. Bu kulüp bugünlere nasıl gelmiş tekrar gözden geçirilmesini tavsiye ediyoruz..
