14 yıl sonra gelen sampiyonluğun senesiydi.1986-87 sezonu.O günkü heyecanımı anlatamam 8 yaşındaydım ve ilk kez gidecektim kendimi bildiğimden beri aşkını içimde hissettiğim Galatasaray'ımın maçına,Ali Sami Yen'e...Çıktık evden babamla,otobüs köprüyü geçtiğinde heyecanım daha bir artıyordu.Ali Sami Yen'in önüne geldiğimizde heyecanım kat be kat artmıştı.Sonradan düşünüyorum Ali Sami Yen çevresi sıradan bir maça göre fazla kalabalıktı o gün.Antalya ile oynuyorduk ve her taraf hınca hınç doluydu.Sıkıntılı bekleyiş o küçücük pencereden biletleri alınca yerini garip bir duyguya bıraktı.Merdivenleri çıkıp kapalının sol tarafına doğru ilerledik.O çimleri gördüğüm ilk anı hayatım boyunca unutamam.Tribünler doldukça doldu,hani o zaman koltuk falan da yok,merdivenleri boşaltan güvenlikler de.Ne tezahurat hatırlıyorum,ne oynanan oyunu,ne de kimlerin gol attığını.Skor dün gibi aklımda 4-0.Maç bitti Antalya'lı bir kaç futbolcu yerde secde vaziyeti almış,bizde herkes mutlu.Çıkıyoruz Sami yen'den Yeni açık tarafından.Şimdiki burger kinge doğru yürüyoruz babamla,bir köprünün altında yankılanan muhteşem sesi unutamam bir de 'böcek'lakaplı wolksvagen arabanın o kalabalık tarafından taşınmasını... Eve dönerken tek bir şey vardı aklımda bir sonraki maça nasıl gelirim? O gün bugündür hep bir yolunu bulup geldim. Şimdilerde ise nasıl ayrılırım diye düşünüyorum. Yine bir yolunu bulabilsem de hiç ayrılmasam...