Tarih 16 Mart 1992.
Hava parçalı bulutlu ama kuru ayaz.
Akşam doğru hava iyice bulutlanarak bozuluyor.
Tarih 17 Mart 1992
Yağmur bütün gün yağıyor.
Akşam yağmur yerini karla karışık yağmura bırakıyor.
Gece geç saatte ise kar yağışı başlıyor
Tarih 18 Mart 1992
Sabah itina ile okul kırılıyor.
Ramazan olduğu için yanımıza nevale almaya gerek yok.
Yola koyuluyor.
Yerlerde kar yok ama hava oldukça soğuk.
Cepte doğru dürüst para yok o nedenle yeni açık kuyruğuna giriliyor.
Herkesin aklında dilinde ilk maçtan sonra Mustafa Denizli'nin gazete manşetlik demeci var:
"Bunun İstanbul'u da var."
Soğuk havada zıplaya zıplaya ısınınarak yeni açığa ilk giren 50-60 kişi içindeyiz.
İçindeyizde nedir bu sahanın hali yahu?
"Kardeşim sadece Mecidiyeköy'e mi kar yağdı?
"Ulan keşke İnönü'de oynasaydık."
"Abi ben Beşiktaş'tan geliyorum gram kar yoktu orada" lafları...
Saha karla kaplı ama ötesi yok bu tur geçilecek.
Yeni açığa girmenin esas maksadı yeni açık alt tarafta bulunan
Kapalı demirlerinden içeriye sızmak.
Gel, git, kontrol derken tribün doluyor ama
bir punduna getirilip demirlerin içinden Kapalıya sızılıyor.
Artık Kapalı'dayız, hem de yeni açık fiyatına.
Kapalı üst üste, bizde Kapılı üstte üst üsteyiz.
Bir bacak koltuğun kenarına basarken diğer bacak duvardan destek alıyor.
Oruçluyuz bu arada, hani "Bremen'e koy"
derken sakatlanır mı lakırdısı, esprisi ile maç başlıyor.
Maçın 0-0 bitmesinin ardından TeknikDirektör Mustafa Denizli'nin "Allah galip gelmemizi istemedi" açıklamasının sebebi ise son saniyelerde Rotariu'nun kaleye doğru giderken zemini örten karlar yüzünden çizgide donup kalmasıdır ki hala daha hafızalardan silinemez o an. Maç sonrası derin bir hüzne boğulsada tribünler yine de takımı bağrına basmıştır mücadelesinden dolayı. Werder Bremen ise finalde Monaco'yu yenerek kupaya uzanmıştır..