***
Son bir kaç gündür kulaktan kulağa yayılıyordu "Bayan Basketbol Takımı'nın da deplase taraftara hakkı var" diye...
Evet, elbette vardı. Hem de sapına kadar!
29 Aralık Cumartesi saat 19:05 civarı örgüt evini andıran bir evde toplarlanmaya başladı ekip. Sabahın 06:00'ına dek süren ve bazen bira bazen ise şarap şişelerinde yüzdürülen buhranlı suskunluklarımızı o anda çalmaya başlayan bir parça bozdu: "Bu Sabahların Bir Anlamı Olmalı!"...
Gün aydınlanmamıştı henüz biz A.S.Y'ye doğru yol almaya başladığımızda. Çadırın önünde diğer insanlar ile buluşuldu ve servis kaptanı'na ilk Tekel Bayii'de durmak şartıyla yola koyulabileceği söylenildi...
Yolculuk 8 saat süren bir maç'tı adeta... ve sanki en çok içen yada en çok bağıran kazanacaktı maçı. Öyle şeyler bağırılıyodu ki ister istemez gözleri dalıyodu insanın etrafta ki karlı dağlara ve daha sonra camda ki kendi yansımasına.
Burhaniye Spor Salonu Otoparkına girdiğimizde bir çok meraklı göz ile karşılaştık. "İstanbul... İstanbul!" nidalarıyla salon kapısına dayandığımızda polislerin "Siz de kimsiniz?" soruları karşıladı bizi. Sağolsunlar bilet vs. sıkıntısı yaratmadan bizi içeriye alıp "potansiyel vebalı" muamelesi göstererek salonun en ücra köşesine konuşlandırdılar. Bizim dışımızda ise pek GS taraftarı yoktu tribünde. Her şeye rağmen işte her şey o anda başlıyordu aslında... Takımı tribüne çağırdığımızda karşılaştıkları tanıdık simalar ve tanıdık pankartlar onları adeta şok etmişti. Galatasaray Basketbol Şubesi Yetkilileri yanımıza gelerek hem teşekkür ettiler hem de bir isteğimiz olup olmadığını sordular sağolsunlar.
Maç esnasında, 15 kişi 150 kişiyi nasıl susturur konulu ders tribünde işlenirken parkelerde ise bu oyun nasıl oynanılır dersi vardı. Maçın sonlarına doğru tüm takımın Adı Soyadı ile hitap edilerek teker teker tribüne çağırılmaları ise salonda ki herkesin susup saygıyla alkışlamalarına sebep oldu.
Maçtan sonra Aslan Kızlarımızın çıkışını bekledik. Girerken sadece bir adet olan ekip arabası adedi sanırım biraz da bizim etkimizle çıkışımızda Yunuslar dahil 10'a ulaşmıştı. Takım salondan çıkıp otobüse binerken ve hatta bir süre peşlerisıra konvoy yaparken bizler hala onlara sevgimizi haykırıyodruk avaz avaz.
Yollar ayrıldı ve bizim servisin ışıkları söndü. Aslında galibiyet sonrası dönüş yolculuğu gayet kefiyli olur değil mi? İşte bizimkisi tam aksiydi. Her zaman ki gibi buhranlar doldurmuştu yine şişeleri. Biz de böyleyiz işte napalım! Yolu yok, isyan etmenin de faydası. Başımızı eğdik usul usul yürüyoruz. Yol belli... Kaderimiz böyle!
Gecenin bir yarısına kadar süren efkar nameleri yine başlangıç noktası olan A.S.Y önünde sona erdi. O gün orada olmanın verdiği gururun sıcaklığı dışında her şey çok soğuktu...
Her şey senin uğruna...
Katlanmak boyun borcum!