7 Şubat 2009 Cumartesi

Otobanın öte tarafı

Tek başınadır; tek ve yalnız. Geçer duvarın karşısına ayağında top her türlü vuruşu dener; sağ ayakla, sol ayakla, rövaşata atıyor. Kimse çıkamıyor sokağa korkuyor. Toplarını aldı herkes evinde oturuyor. Korkudan camlarda onu seyrediyor.. Vuruyor topa alıyor hıncını, duvar inliyor. Duvara boşaltıyor kinini öfkesini, bütün yalnızlıklarını! Fısıldıyor topa anlıyor onu. Korkuyor analar babalar göndermiyorlar çoçuklarını dışarı. Sakatlar onları da diye...
Bugün uzun zaman sonra seni hatırladım. Yanlış anlama çıkartmış değilim aklmdan seni. Seni zaten unutmadım.Sen gittin aylardır akreple yelkovanın kovalamacası bitmedi bir türlü. Ben böyle olsun istemedim. Gerçi zaten benim yüzünden hiç bir şey olmuyor ki, olan hep bana oluyor sadece. Boşluklardan boşluk beğenmekten sıkıldım ben artık biliyor musun? İsmini her duyduğumda ardına bir kaç tanım cümlesi eklemek istiyorum ama beceremiyorum, tıpkı burda ki gibi.. Ayrıca seni çok sevmiştim ben. ve güneşe çıkarttım kendimi her sabah uyandığımda. Sanki bişeyler yine de eksik kalmış gibiydi. Neyse.. Diyodum ki senle beni düşündüm bugün sebepsiz yere. İçim ürperdi sanki sen gelmişsin gibi hatta sanki hiç gitmemişsin gibi.Sahi ya hani biz iyi olacaktık..?

Düşlerimiz gerçek, gerçeğimiz yalanmıydı be Saydo..