15 Mart 2009 Pazar

TiVisel Özet


* Takım uçağını üşenmeyip karşılamaya giden bir grup Trabzonlu ve gereksiz yere gergin başlayan bir deplasman. Evet senin ve takımın için çok büyük bir önem teşkil ediyorsa havaalanına gidersin ve daha şehre adımını atar atmaz baskı altına alırsın rakibini fakat o böyle olmaz. Rakip takımın kafilesinin yarısını bile bulmayan sayıda bir grupla atarlı giderli bu tür bir eylem tam tersi bir etki yaratır karşındakinde, örnekte de görüldüğü üzere. Yüzlerce kişi giriş kapısına yığılırsın bayraklarını pankartlarını açarsın meşaleni yakarsın tezahüratlarınla "cehenneme hoş geldin" mesajını verirsin sonrasını rakip düşünür. Bu muhabbetin devamında da siz burda böyle mi muamele görüyorsunuz da orada bunları yapıyorsunuz mevzusuna hiç girmemek lazım yoksa çıkılamıyor içinden bir türlü..


* Gayet eksik, yorgun, argın, sakat ve cezalı bir kadro ile gidildi Trabzona. Kafalarda bir ton soru işareti dönüp duruyordu; 3 puanı alır mıyız, 1 puan da iyi midir, ligi ikinci plana alsak biz Uefa kupasında yolumuza baksak, sakatlanma olayı olmasa da sakata gelmesek perşembe vs. derken maç saati geldi çattı. Maça; De Sanctis, Sabri, Emre Aşık, Hakan, Volkan, Barış, Mehmet Güven, Ayhan, Arda, Ümit, Baros ilk onbiriyle başladık. On numaralı oyuncumuz Lincoooooln Lincooooln yedek kulübesinde üzgün ve süzgün oturmakta olsa da içimiz pek cız etmiyordu açıkçası bu durumuna. Tabir-i caizse "sen dağdan gelip bağdakine mi dikleniyorsun" derler adama. Büyük Kaptan Hamburg maçındaki tavırlarından dolayı belki de verilebilecek en büyük cezayı verdi Lincoln'e ve bütün maç ısındırmaya bile göndermeden oturttu kenarda. Her zaman dediğimiz gibi, Galatasaray'ın değerleri her türlü başarıdan, kupadan, galibiyetten ve şampiyonluktan çok daha büyük önem taşır..


* Hakem kadrosu: Yunus Yıldırım, Volkan Narinç, Baki Tuncay Akkın. Hepsi bir birinden yanlış olan kararlarla maçın tüm adaletini çimlere gömmeyi itinayla becerdiler. Biz daha bir kaç hafta evvelinde "bundan hoca moca koca olmaz arkadaş" dedik ama inandıramadık. Ortalığı anında velveleye vermekle suçlandık bir de üstüne. Bugün bir kez daha görüldü ki bu işi yapamıyor bu şahıs. İki tarafında defalarca hakkını yedi ama yetinmedi. Ortada hak hukuk adına hiç bir şey bırakmadı maçın sonuna dek. Bu ve bunun gibilerin böyle eline düdük verilmeye devam edilirse dün biz, bugün öteki, yarın beriki daha çok yürüyüşe çıkarız sokaklara..


* Tribünler hakında da bir kaç kelam etmeden geçmemek lazım. En azından TiVi'den işitilip, görüldüğü kadarıyla.. İki tarafta kendine ayrılan kısımları doldurmuştu. Görsel olarak iyi bir Trabzon tribünü vardı fakat tezahürat konusunda da bir okadar kötüydü. Takıma yönelik bağırılan süre epeyce azdı zira. Daha 7. dakikadan sonra başlayan "ne de güzel oluyor ohhh ohhh" tezahüratını takıma duyulan özgüvene bağlamak imkansızdı. Aynı şekilde berabere giden maçta takıma bir gaz vereyim de öne geçelim düşüncesinden tamamen bağımsız yapılan "avrupa fatihiymiş aslanıymış kaplanıymış gassarayy" bestedi de Arda Turan ile bıçak gibi kesildi. Galatasaray Tribünlerinin sesi maç başından itibaren aralıklarla duyulsa da özellikle öne geçtikren sonra tavan yaptı. Pankartların asılımıyla ve doluluğuyla da göze hoş gelen bir tribün görüntüsü vardı keza. 2-2 lik skor neticesinde iki takımın taraftarı da mutlu mesut ayrılamadı tribünden..


* TiVi'den maç izlemek gerçekten epeyce sıkıntılı bir durummuş. Bir maçı daha böylece çiziktiriyoruz fikstürlerimizden. Her türlü sıkıntıya rağmen aslanlar gibi sahaya çıkıp formanın hakkını vereren takımımıza helal olsun der artık önümüzde ki maçlara bakarız. Ayva çiçek açmış yaz mı gelecek Hamburg Sami Yen'e nasıl gelecek..