HOLİGANİZM & TÜRKİYE
Türkiye'de Futbol Fanatikleri Sosyal Kimlik ve Şiddet' konulu araştırmayla, holiganların büyük bölümünün ortaöğretim mezunu olduğu belirlendi. Futbol fanatiklerinin sosyal kimliklerini belirlemek amacıyla Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksek Okulu'ndan Yrd. Doç. Dr. Ziya Koruç, Ankara Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu'ndan Yrd. Doç. Dr. Perican Bayar ve Antalya Emniyet Müdürü Feyzullah Arslan tarafından gerçekleştirilen araştırmada, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından, futbol sahalarına girişleri yasaklanmış, en küçüğü 11, en büyüğü 67 yaşında olan 1253 erkek futbol taraftarından 896'sı ile karşılıklı görüşüldü.
Fanatiklerin eğitimsiz, parasız kişiler oldukları yönündeki kanının araştırmada doğrulanmadığını ifade eden Antalya Emniyet Müdürü Arslan, araştırma sonuçlarını şöyle açıkladı: "Holiganizmin yaşı var. En büyük oran yüzde 50.68 ile 30-39 yaş grubunda olurken, bunu yüzde 28 ile 10-19 yaş grubu izledi. Eğitim düzeylerine bakıldığında ise, yüzde 13.17'sinin ilkokul, yüzde 48.10'unun ortaokul, yüzde 27.24'sinin lise, yüzde 11.17'sinin üniversite mezunu olduğu görüldü. Mesleklerine göre de, yüzde 10.03'ü işsiz iken, yüzde 26.87'sı işçi, yüzde 21.61'ı esnaf çırağı, yüzde 19.47'ı öğrenci, yüzde 6.33'ı şoför, yüzde 5.84'ü esnaf, yüzde 3.99'u otoparkçı, yüzde 3.21'i memur, yüzde 2.63'ü pazarcı çıktı."
Türkiyede Taraftarlık Eğilimleri Araştırmasına daha yakından bir göz atalım.
Maçta kavgaya karıştınız mı? sorusuna "Evet" diyenler %4tür. Yani maça giden her 100 kişiden 4ü bir kavgaya karışmış durumda. Maçta nadiren de olsa küfürlü tezahüratta bulunurum diyenlerin oranı %16ya çıkmaktadır. Bu sonuçlar da göstermektedir ki Türk futbol seyircisinin büyük çoğunluğu sağduyu ile hareket etmektedir. Türk futbol seyircisinin holiganizmin kıvılcımları olarak adlandırabileceğimiz davranışları diğer ülkelere kıyasla çok azdır ama bu kendi başına sevinilecek bir durum değildir. Türkiyede olaylara karışan kişileri eğitimi yetersiz, iş ve sosyal güvenliği olmayan kişiler olarak lanse etmek işin kolayına kaçmak olacaktır.
Bu konuda son derece kapsamlı toplumsal araştırmalara gerek vardır. Aslında holiganizm felsefesi Türkiye’de tam olarak bilinmiyor. Hatta Batı’da olup bitenler yanlış okunuyor. Holiganları, bir tür anarşist, şiddete bağımlı ve aralarında savaş oyunları oynamayı seven alt kültür grupları olarak tanımlamak mümkün. Takımlara bölünerek birbirlerine saldırıyorlar. Bu oyunlarda kafa-göz patlatmak, kol-bacak kırmak, hatta bazen ölüme sebebiyet vermek.. Her şey mübah! Araya kadınlar ve polisler girmesin istiyorlar. Futbol onlara otomatikman gruplara bölünme şansını veren bir araç aslında. Takımlarla ve sonuçlarla pek bir alakaları yok. Onların derdi, kendi “maçlarını” oynamak.
Bu açıdan bakılınca, Türkiye’de holigan olduğunu söyleyemeyiz. Biz de yaşanan olaylar, genellikle ekonomik sistemin bir kenara ittiği, işsiz, eğitimsiz, sosyal kimliği olmayan, enerjisini nereye boşaltacağını bilemeyen gençlik yığınlarından kaynaklanıyor. Daha doğrusu, kaynaklanıyordu. Fakat son zamanlarda, şehirli orta sınıf gençliğinin de bu olaylara katıldığını görüyoruz. Bunun sebepleri arasında son dönemde hızla taraftar kazanan fanatizmi ve koyu milliyetçiliği gösterebiliriz.
Aileden başlayarak hemen bütün sorunlarını şiddet kullanarak çözmeye alışmış bir toplumda, 12 Eylül dönemi sonrası “depolitizasyon” aşısı olmuş gençlik, nereye savrulacağını bilemiyor. Okuma, dış dünyaya ilgi duyma, hobi edinme oranları dramatik bir biçimde düşüyor. İş, güç ve para sahibi olsa da kimlik bunalımı yaşayan gençler, futbola tarif edilmesi zor bir tutkuyla sarılıyor. “...... sen bizim her şeyimizsin” diye tezahürat yapan, hayatı futbol ve taraftarlık üzerinden anlamlandırmaya çalışan bir kuşak var karşımızda. İşsizlik ve yoksulluk arttıkça, ekonomik göstergeler negatife doğru gittikçe bu kuşağın patlamaları da daha şiddetli oluyor. Ve devlet, stadyumlar hariç hiçbir yerde patlamaya izin vermediği için, haliyle şiddet gelip futbol alanlarının baş köşesine kuruluyor..