2 Şubat 2010 Salı

Fark!

Basın ya da Galatasaray düşmanı odaklar her ne kadar "Galatasaray ruhu" ifadesinin içini boşaltmaya, bunu klişeleştirmeye çalışsalar da biz taraftarlar bunu yaşarız. İçini boşaltmadan, anlamlı-anlamsız bir klişeye dönüştürmeden.

Malum, çok önemli transferler yaptık devre arasında. Birbirinden önemli ve kaliteli isimler. TV'lerine kadar konu olduk kompleks sahiplerinin. Galatasaray'ı ve icraatlerini çekemeyenlerin hastalıklarının esaslı bir tedavi aşaması gerektirdiğini gördük bilmem kaçıncı defa...

İşte tam da bu noktada önemli kadromuzun "melez" yapısını fark ettik ister istemez;



Galatasaray'ın Denizlispor karşısına çıktığı ilk onbirde 3 adet altyapıdan yetiştirdiği oyuncusu vardı: Uğur, Arda, Emre. Üstelik Sabri sakat, Aydın da yedekti. Buna rağmen 3 oyuncusu altyapı kökenliydi.

Fark dediğimiz şey bu işte. Bir yanda yıldız ve genç oyuncularla kadrosunu zenginleştiren takımımız bir yandan da milyon dolarlık değerleri kendi bünyesinden çıkartıyor, işliyor ve Türkiye futboluna kazandırıyor. Taraftar altyapıdan çıkan futbolcular için pankart açıyor, onları bağrına basıyor, "evladı" gibi görüyor. O ruhu yaşıyor, yaşatıyor. "Galatasaray ruhu"nu!

Medya, Galatasaray'ı eleştirecek "açık" bulmaya çalışsın, biz bu takımı da, bu ruhu da seviyoruz, seveceğiz. Siz eleştirmek için kudurmaya devam edin...