3 Mart 2010 Çarşamba

Her yol mübahtır mı!

Biz neden ve ne zaman böyle olmaya başladık sorusunu bir kenara bırakıp şimdi ki zaman halimize dönelim. Başarı uğruna yitirilmeyecek değer yoktur duruşuna gelişimizi gözden geçirelim.

Memleketten 18 tane futbolcu çıkmıyormuş gibi yabancılar takıma ve halka empoze edilmeye çalışıldı. Bu Milli Takımları çökertmek için uygulanabilecek en ideal taktikti halbuki.

Öncelikle bu işin başındakiler şunu sorgulamalıydı; Biz bu kadroyu kendi içimizden kuramıyorsak neden buradayız? Ülke futbolu kendi ön liberosunu, forvetini yetiştiremiyorsa, biz bunu dahi beceremiyorsak hangi yüzle bu koltuklarda oturuyoruz?


O zamanlar buna ön ayak olan teknik direktörün yerine yabancı bir teknik direktörü getirdiler. Peki ya yarın buna ön ayak olan Federasyon başkanı yerine yabancı bir başkan getirilirse? Peki ya bir ertesi gün..?

Bunlar da yetmezse tribünlere de el atarsınız. Yeni Açığa Almanya'dan, Eski Açığa İngiltere'den Kapalıya Amerika'dan, Numaralıyada İsrail'den taraftarlar getirirsiniz.

Kazanılacak olası bir başarı için işi bu hallere getirmeye hiç lüzum yoktu. Türk futbolu kendi oyuncusunuda teknik direktörünü de kendi içinden çıkartabilecek durumdadır. Yeter ki aç gözlülüğü ve kendi kenimizle savaşmayı bir kenara bırakalım..