6 Mart 2010 Cumartesi

Neyin peşindesiniz siz?

Eski başkanlar ve yöneticiler bir yandan, tirajı yüksek gazeteler ve ratingi yüksek televizyon kanalları bir yandan, liseliler ve liseciler bir yandan Galatasaray'ın şampiyonluğa emin adımlarla yürümekte olduğu bu günlerde ve geçmişten günümüze devam etmekteki projelerin sonuna yaklaşmışken, yeni projeler hayata geçirilmekteyken malesef ki kulübü olmadık çıkmazlara sürüklüyorlar..

Galatasaray camiasında önemli hizmetleri olmuş insanların, eski başkan ve yöneticilerin neyin peşinde olduğunu anlamak mümkün değil! Neden mart ayında çıkıyorsunuz ortaya? Neden Galatasaray için bir şeyler yapmayı konuşmak için martı tercih ediyorsunuz? Neden eylülde çıkıp Galatasaray için neler yapılabileceğini konuşup mevcut yönetimle birlikte ya da bağımsız bir şekilde harekete geçmiyosunuz? Neden hizmet anlayışınızı yeni yönetim oluşturmak gibi bir amaçla sınırlıyorsunuz? Ve neden Galatasaray Spor Kulübü çok daha zor günler geçirirken, Özhan Canaydın'ın başkanlığı süresince ortaya çıkmadınız hiç? Kulüp futbolcu maaşlarını, personel maaşlarını ödeyemeyecek hallere düşürüldüğünde neden köşenize çekildiniz? Neden Sahip Som kulübü dolandırırken ses etmediniz? Neden her sene yeni bir maketle bu kulübün oyalanmasına müsade ettiniz? Neden kulübe destek adı altında sms ile para toplanırken uzaktan seyir eylediniz? Neden ortaya çıkmak için kulübün istikrara belki de en çok ihtiyaç duyduğu dönemi tercih ettiniz? Neden her şey yolunda giderken yaptınız bunu?


Bir süredir takip ediyoruz basının yüksek tirajlı gazetelerini. Zaman kolladıklarını zaten biliyoruz ve hiç bir gazetenin iyi niyetli olduğuna inanmıyoruz. Yalnızca bir gazete üzerinden alma aldırma kampanyalarında değil esas olay. Elbette tepki göstermek en doğal hakkımız. Galatasaray'ın hakkını yedirtmemek en esas görevlerimizden birisi. Fakat biri değil ki hepsi aynı amaç üzerinden ilerlemekte. Aynı amaca hizmet etmekte. Bu kritik dönemde de farklı bir şey beklemiyorduk zaten. Neyin peşinde oldukları gayet açık ve net. Mart'ın azgın kedileri bunları yapanlar. Hepsi mevcut yönetime karşı kim varsa ne varsa onu pohpohlayarak yüceltmek peşinde. Bu vesile ile hem kendilerinin Ali Cengiz oyunlarına göz yummayan yönetimden öc alma hem de Galatasaray Spor Kulübünü içten içe yıpratmanın peşindeler. Bir kere herkes kendi kendine şu soruyu sormalı; Bu gazeteler Galatasaray'ın iyiliğini isterler mi? Buna evet cevabını verecek hiç kimse yoktur. Dolayısıyla bunların hangi tarafı desteklediğini görüp bunun tam karşısındakinin Galatasaray'a daha faydalı olabileceğini çıkartmak pek güç değil. Sırf bu mantıkla bile neyin ne olduğunu kavramak gayet basit. Şimdiye dek "eski başkanlardan" diye anılan Faruk Süren'i bugünlerde "efsane başkan" diye lanse etmeleri de zaten bu oyunlarının bir parçası değil mi?

Hadi bunlar camianın dışından, yıllardır Galatasaray düşmanlığını ilke edinmiş kurumlar diyip geçeriz. Umurumuzda da çok olmaz açıkçası ne yaptıkları ne ettikleri, en fazla olacağı kendi salyalarında boğulurlar. Fakat ya peki kendi camiamızın içindekiler? Bizden olanlar, Galatasaraylı olanlar? Her mart liseli-alaylı tartışmalarını gündeme taşıyarak içimize nifak sokmaya çalışanlar? Sırf liseli olduğu için birilerini destekleyenler, sırf liseli olmadığı için birilerini köstekleyenler? Liseli değil liseci zihniyetle hareket edenler, onlar neyin peşindeler? Artık kimse sıkılmadı mı bu muhabbetten? Bunun Galatasaray'a zarar veridiğini görmüyor mu hiç kimse? Bu kulübün kendilerine ait olduğunu düşünen "ölümsüzler" neden kulübe sırf liseli olduğu için üye olan Fenerbahçelilerden Beşiktaşlılardan rahatsız olmuyorda Galatasatasaray taraftarlarından böylesine rahatsız oluyorlar? Kulübün gerçek sahibinin onlar olduğunu göstermek için mi tüm bunlar? Gerçekten öyle olduklarını düşünüyorlarsa eğer neden kulübü böylesine önemli bir dönemde kaos ortamına sürüklenmesine izin veriyorlar? Kendi istediklerinin olması Galatasaray'ın menfaatlerinden daha mı önemli yoksa? Galatasaray Spor Kulübünün bekası mı yoksa Liselileri'in bekası mı daha öncelikli?

Bizler için her şey Galatasaray'dan sonra gelir. Galatasaray'ın yoluna hayatlarımızı adamışız ve yalnızca Galatasaray adına, bayrağına ve armasına bağımlıyız. Bugünde olduğu gibi, bundan önce de hiç bir yönetimin destekçisi olmadık. Kim ne yanlış yaptıysa karşısında kim ne fayda sağladıysa arkasında olduk. Bizler hep tribünde olduk, karşı tribündekiler ise sürekli değişti. Bir yönetim geldi bir yönetim gitti. Biz hep görevimiz başında kaldık. Biz de seçim, oylama, ve emekli olma yok. Her daim Galatasaray ve Galatasaray Tribünleri için hizmet ederiz. Her zaman Galatasaray'ın çıkarlarını gözeterek hareket ederiz. Bütün Galatasaray camiasından da bu kritik dönemde böyle hareket etmesini bekliyoruz.

Başka Galatasaray yok!