2 Mayıs 2010 Pazar

Süper?

Bu yazı kaybedilen şampiyonluğa kılıf uydurmak, bahane aramak için yazılmamıştır asla. Zatan böyle bir şey bizlere uygun bir adet değildir. Galatasaray futbol takımı oyuncularının çoğu, mücadele gücü ve hırslarıyla şampiyonluğu haketmediklerini göstermişlerdir bizlere. Armaya layık olamamışlardır. Kesin ve nettir bu.

İnsanoğlu, haksızlıkları, namussuzlukları, arsızlıkları sorgulayan bir vicdan mekanizmasına sahip. Haliyle süper(!) ligimizde olup bitenlere sessiz kalamıyor insan. Kalmak istese de kalamıyor. Galatasaray'dan kesinlikle daha iyi oynamayan bir takımın yönetici "çaba"larıyla geldiği noktayı hazmetmemizi beklemesin hiç kimse.

Kimin şampiyon olacağı zerre umrumuzda değil. Galatasaray her zaman için kazanmaya oynar. Gheorghe Hagi'nin "Galatasaraylılık kültüründen gelen kazanma alışkanlığı ve amacı" sözü kulaklarımızdadır hep, "yatacaklar" diye söylenti çıkaran medya zavallılarına inat. Geçen hafta da özellikle tribün bazında bu "kazanma isteği" gösterilmiştir ele güne.


Sütten çıkmış ak kaşık(!)ların; kaybedeceğini farkedince zavvalıca, kahpece davranışları da unutulmayacaktır asla. Nasıl ki, bu sezon yeterli mücadeleyi göstermeyen onca futbolcu aklımızın bir köşesinde kalacaksa, yönetici-taraflı basın merkezli "sarı-lacivert" yönlendirmeleri de unutmayacağız.

-İşi her kötü gittiğinde hakemlere, federasyona sallayan ağlak mı ağlak bir kulüp başkanı.

-Şeref tribününde, rakipleri gol attığında sevinenleri fırçalayan, adı silah kaçakçılığından asker kaçakçılığına kadar bir çok suça karışmış ama her nedense hep kendi takımı kötü gittiğinde "Türk sporunun iyiliği"ni hatırlayan ahlak bekçisi(!) bir kulüp başkanı.

-Medyadaki yalakalarına, Bursaspor maçımızdan önce "yatacaklar" söylentisini yaymasını haber salan bir yönetim zihniyeti.

-Sinirlenince penaltı noktasını İSKİ çukuruna çevirmeye çalışan bir futbolcu anlayışı ve "Penaltı noktasını hırsından kazdı" diyerek tüm köstebekleri onore eden bir teknik direktör.

-Her maç rakiplerine çift dalan, sövüp sayan, pisliğin kallavisini yapıp haftalardır "yırtan" bir futbolcu. Kimilerine göre "futbol fahişesi".

-Rakip takım futbolcularını satın almakla itham edilen bir yönetim.

-Ve bütün bunlara sessiz kalan, aciz mi aciz bir federasyon.


Buyrun size "süper" lig.

Hepiniz hala öylesiniz.

Öyle kalacağınıza da eminiz.