9 Mayıs 2006 Salı

Radyom yok ama aramayacağım...

Raşit çetiner gözlerimin önünde koltuk değnekleriyle biri havada biri dengesini sağlamak için yerde. 14 senelik hasreti sonlandırıyor. Sonra ümit karan'ı arıyor gözlerim.. Değnekleri fırlatmış mı ne, bize doğru koşuyor. Song elini kalbine koymuş bizi selamlıyor. Necati ve Hakan ağlaşıyorlar sarılmış. Ayrı bir alem bu Şaş, delirdi mi yoksa gerçekten hep böyle mi bu adam? Kaptan bülenti görüyorum aniden. Hani şu kopenhag'da bu kupayı kaybetsekte biz bu maçı bu finali burada olmayı hakkettik dediğimiz dakikalara dönüyorum. Tugay geliyor aklıma, bursa'ya attığı penaltı ve şampiyonluk habercisi golü. Bir gün öncesinde ispanya'daki trajik sona inat topun başına güvenle gelişi.
Biz bu coşkuyu tanıyoruz biliyoruz.
O coşkuyla gideceğim bu hafta son maça.. Sezona veda edeceğiz ve yanımda radyom olmayacak zaten yok ve aramayacağım. Tıkayacağım kulaklarımı dünyaya ve sadece ASY nin sesine açacağım. Pınarbaşı yapmak geliyor içimden; ister şampiyonluk turuyla, ister "yenilsende yensende" diye bağırdıktan sonra. Yanımda amerika'dan gelmiş kardeşim. Ben bu coşkuyu tanıyorum. . Sahada tekrar gözlerim, pınabaşından nefessiz kalmışım.. Ama Tomas koşuyor tribüne, alkışlamak onore etmek lazım. Tüm sezon olduğu gibi yanında olduğumuzu hissettirmek lazım. Bütün takım geliyor şimdi Hakan ara vermiş ağlamaya topluyor tekrar takımı. Gerets şovalye mi ne nasıl kabarıyor göğsü.... Eee hakkı kabarsın tabii.. Erdal kaptan... Hala beşiktaş'ı çalımlıyor ve golünü çakıp elini havaya kaldırıyor. Stumpf bu sezon hiç sakatlanmış mıydı?

Sanırım ben sarhoş oldum yine..



(09.05.2006)